Trabzonspor’da TS Club, Yurt Dışı Tanıtım Pazarlama ve Organizasyonlardan Sorumlu yönetim kurulu üyesi İmdat Yılmaz, “Yaşama sebebim olan Trabzonspor bana, babalarımızdan, dedelerimizden kalan bir mirastır” dedi. Trabzonspor Dergisi’nin bu ay ki konuğu olan Yılmaz, “Bize bırakılan bu büyük mirasa kızılmaz, küsülmez, sadece sahip çıkılır. Milyonların gözbebeği, Türk futbol tarihini yeniden yazan, direnişin sembolü Trabzonspor’da yönetici olmak, buraya hizmet etme onuruna erişmekten gurur duyuyorum” dedi.
Trabzonspor’un zor şartlar altında kurulmuş, büyük fedakarlıklarla büyümüş ve efsane olmuş bir kulüp olduğunu ifade eden Yılmaz, “Hepsini saygıyla anıyorum. Bu kulübe katkı sunan bütün yöneticilere saygım var. Son dönemlerde ekonomik anlamda yaşanan olumsuzlukların boyutu gerçekten çok büyüktü. Bu süreçte Başkanımız Ertuğrul Doğan’ın gerçekten çok önemli çalışmaları oldu. Sadece bugüne bakarak kolayı seçebilirdi ama eleştirileri de göze alarak, sürekli yarını, Trabzonspor’un geleceğini düşünerek adımlar attı” dedi.
Yılmaz, birçok kulübün borcunun katlanarak artarken, Trabzonspor’a borcunun aynı oranda azaldığını da belirtirken, “Yakın dönemde kendi kendine yeten, borç ve faiz yükünden kurtulmuş bir kulüp olarak her anlamda daha sağlam adımlar atacağız. Trabzonspor’un geleceği aydınlık, camiamızın gönlü rahat olsun. Bu süreçte belki saha sonuçları anlamında biraz geri kaldık ama artık şahlanış dönemini hep birlikte göreceğiz. Bu yolda en büyük gücümüz taraftarımız olacak. Kulübümüzün yanında olmaları, manevi destekleri, kulüp ürünlerine ilgileri ile birlikte güzel günler bizim olacak” diye konuştu.
Hayatımın en kutsal görevi
“Trabzonspor’da yönetici olmam, sürekli maçlara gidip gelmemle ilişkili daha çok. Yıllardır birçok yurt içi ve yurt dışı maçına misafirlerimle birlikte gide gele Başkanımız Ertuğrul Doğan ve Başkan Yardımcımız Serkan Kılıç ile tanıştık. Onlar gurbetçilere çok değer veren, Trabzonspor’un yurt dışında temsilinin önemini iyi bilen isimler. Her etkinlikte, her koşulda kulübüme yardımcı olmaya çalıştım, bunu yönetici olarak sürdürme yönündeki görüşmelerin ardından hayatımın en kutsal görevini üstlendim.”
Gurbetçilerle hep bir arada
“Yurtdışında yaşayan insanlar Trabzonspor’a çok bağlı. Belki fark edilmiyor ama gurbetçiler iddiasız olsa bile maçlara geliyorlar Türkiye’ye. Çok sayıda forma da alır dağıtırlar aynı zamanda. Onların sevgisi çok büyük. Biz de bu önemli değerlerimizle daha organize bir şekilde buluşma, birlikte organizasyonlar yapmak için projeler hazırlıyoruz. Düşünebileceğiniz her türlü etkinlikte, düğünden şenliklere kadar her yerde Trabzonspor’umuzu temsil etmek, bu sevgiyi daha da büyük kitlelere aşılamak, ayrıca TS Club ürünlerimizi tanıtmak için çaba gösteriyoruz. Başlattığımız kampanya ile gurbetçilerimizden forma veya kombine almaları için görüşmeler yapıyoruz. Olumlu dönüşler almamız bizi çok mutlu ediyor.”
Fransa’da son aşamaya geldi
“Başkanımız Ertuğrul Doğan’ın çok önem verdiği yurt dışı resmi temsilcilikler, kulübümüze her anlamda fayda sağlayacak bir proje. Aidiyet duygusunun daha da gelişmesi, kulübümüzün temsili, tanınırlığını artırılması, TS Club ürünlerimizin tanıtımı, taraftarları bir araya toplanması, aralarındaki bağların güçlenmesi gibi birçok konuda bu temsilcilikler önemli görevler üstleniyor. Hollanda ve Almanya’da açıldı, Fransa’da son aşamaya geldi. Diğer ülkelerde de Trabzonspor resmi temsilcilikleri açılacak, bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor.”
Köyden maça zor yolculuk!
“Araklı’da doğup büyüdüm. Bordo-Mavi büyüdük hep, bebeklikten itibaren bütün kıyafetlerimiz bu renklerdendi. Ortaokul çağlarında Trabzonspor sevdası iyice alevlendi. Öyle ki, o yaşlarda Avni Aker’e maça giderdik ama büyük maceralarla. Birkaç arkadaş toplanır, sabah erken saatlerde yola çıkardık. Bazen köyden Araklı merkeze ulaşmak için en az bir saat yürür, oradan dolmuşla Trabzon’a. Maça saatler öncesinden girerdik ve maç boyunca hiç susmazdık. Sonrasında gece binbir çile ile geri dönüş. Karanlıkta köye yürüyerek ulaşırdık. Ama o çilenin karşılığında aldığımız keyif çok büyüktü. Lise çağlarında bu sevgi tavan yaptı adeta. Sadece maçlar değil, antrenmanlara da gitmeye başladık. Köyden okula diye çıkar, doğru Trabzonspor antrenmanına giderdik. Ardından Yavuz Selim’de amatör maçları izlemek de bizi çok mutlu ederdi. Tabii ki bu durumun acısı sonradan çıktı, devamsızlıktan sınıfta kaldım.”
Hollanda’dan bir sezonda 17 maça geldim!
“20 yaşında babam beni Hollanda’ya gönderdi, akrabalarımın yanına. Ama belki de Araklı’da kaldığım dönemdekinden daha çok gidip geldim Trabzonspor maçlarına. Her yıl 9-10 maça geldim, bazen arkadaşlarım, bazen ailemle. Şampiyonluk sezonunda ise 17 kez maça geldim Türkiye’ye, bazıları Trabzon’a, bazıları deplasmandaki maçlara. Yönetici bile değildim o zamanlar.”
Ailece fanatik Trabzonsporluyuz
“Hollanda’ya gittiğimden beri her yıl düzenli olarak kombinemi alırım. Ayrıca köy okulları, Kuran Kursları ve Avrupa’daki gurbetçilere dağıtılmak üzeri yeni yıl formaları alıp dağıtırım. Trabzonspor tutkusu benim yaşama sebebim adeta. En büyük şansım başta eşim olmak üzere çocuklarımın da fanatik Trabzonspor taraftarı olması ve benim bu tutkumu desteklemeleri. Bu arada Araklı’da yaptırdığım evin gece ışıklandırmasını Bordo-Mavi renkli yaptırdım.”